Ödül ve Ceza

KATEGORİ: ÇOCUK ve EĞİTİM
Facebookta Paylaş

Çocuğun toplumsallaşması ve değerler sisteminin gelişebilmesi için insanlarla iletişime girmeye ihtiyacı vardır. Bu iletişim içerisinde toplumun onayladığı  ve  onaylamadığı  davranışlar sergileyebilir.  Yaşam boyu devam eden ancak ikinci çocukluk döneminde ( 6–12 yaş) ivme kazanan toplumsallaşma süreci çocuğun davranışlarının şekillendiği süreçtir.  Anne babalar da bu süreçte zaman zaman ceza ya da ödül verilmeli midir? Konusunda kararsız kalırlar.  Hâlbuki olumlu davranışların arttırılmasında ve olumsuz davranışların azaltılmasında ödül ve cezanın önemli bir yeri vardır. Ancak ödül ve cezanın amaca hizmet edebilmesi için bilinçli olarak kullanılması gerekir. Ödül/ceza hayatın doğal akışında karşımıza çıkan olgulardır. Örneğin, faturamızı yatırmazsak elektriğimiz kesilir. Çocuk bunu hayatın doğal bir seyri olarak algılamalıdır. Örneğin, yemeğimi yemezsem diğer öğüne kadar aç kalırım. Yani çocuğu doğal olanla karşı karşıya bırakmak tercih edilenidir. Ve bu da bir şekilde ödül, ceza kavramına girmektedir.

Ödül olumlu davranışların artması için çocukta istek uyandırmak, öğrenme güdüsünü perçinleştirmek, her hangi bir amaca ulaşmaya yönlendirmek için kullanılır. Cezadan ise olumsuz ve istenmeyen davranışların önlenmesi veya olumsuz davranış ortaya çıktıktan sonra bu davranışın tekrarlanmasını engellemek için konulan yasaklayıcılar olarak söz edebiliriz.

Akıldan çıkartılmamalıdır ki ödül / ceza çocuğa istediğimiz davranışı kazandırmak veya kaybettirmek istediğimizde kullandığımız bir araçtır. Tıpkı çocuğa davranışlarla örnek olmak gibi. Eğer davranışın öğrenilmesinde hangi yöntem o an için etkili olacaksa o kullanılmalıdır. Ancak bir davranışı yaptırmak için ödül önceden verilirse bu artık ödül değil rüşvet olacaktır. Eğer Nasrettin Hoca\\\'nın testi misali ceza da önceden verilirse bu da ceza değil, haksızlıktır!  İlkinde davranış yerine yapılması için verilen araç teşvik edilir, ikincisinde ise yapılmamış bir davranış yapılmış muamelesi görür. Ancak ödül yerinde, zamanında ve dozunda kullanılmazsa araç yerine amaca dönüşebilir. Buda çocukta ödüle ulaşabilmek için hile yapması gibi davranışlara sebep olabilir.

Ödül/cezada uygunluk çok önemlidir. Yapılan davranışın muadili olmasına özen gösterilir. Küçük bir hatada çocuğa bağırıp çağırmak, fiziksel tepki vermek çocuğun size karşı öfkesini çoğaltmaktan başka bir işe yaramaz. Aynı şekilde küçük bir başarı için büyük bir ödül de şımartmaktan başka bir işe yaramaz. Her iki durumda da ödül/ceza bir işe yaramayacaktır. Hâlbuki bizim amacımız çocuğun istediğimiz davranışı edinmesini sağlamaktır.

Biraz daha somutlaştırırsak; duvarı çizen çocuğun önüne öncelikle kâğıt konur daha sonrasında bir bezle beraber duvar silinir. Böylece hem çocuğa duvarı kirletmemesi öğretilerek ceza olarak silme görevi verilir, hem de yapmasını istediğimiz davranışın  doğrusu  ve  alternatifi  gösterilerek  kâğıt  veya  boyama kitabı sunulur. İşin püf noktalarından biri de; çocuğa mutlaka istenen davranışın söylenmesi veya gösterilmesidir. Yoksa neden ödüllendirildiğini ya da cezalandırıldığını bilmeyen çocuk olayın içyüzünü kavrayamaz.

Çocuğun yaşı gereği yapması gereken durumlarda sürekli çocuğu ödüllendirmek ödülü bir hak haline getirme tehlikesi taşır. Örneğin; karnesinde zayıfı olmayan öğrenciye bisiklet alınması veya elbisesini kendi giyen çocuğa yeni elbise alınması gibi. Zaten öğrencinin görevi derslerini çalışıp geçecek kadar karne getirmektir. Eğer üstün bir başarı göstermişse ödüllendirilebilir aksi halde zayıf getirmemek bisikleti alma hakkını beraberinde getirmez. Ya da elbise giymek zaten normal hayatın bir parçası çocuğun belirli bir yaşta yapması gereken bir kazanımdır, bu davranışı ayrıca ödüllendirmek gerekmez.

Ceza kavramında farklı sınıflandırmalar olabileceği gibi genellikle iki tür cezadan söz edebiliriz. İlki istenmeyen davranışı azaltmak ve ortadan kaldırmak için kişi için hoş olmayan bir uyarıcının devreye sokulmasıdır. Örneğin; Ödevlerini oyalanarak yetiştiremeyen bir okul öğrencisine, zamanını iyi kullanamadığı için sevmediği dolabını toparlama görevi verilebilir.  İkicisi ise istenmeyen davranışın ardından kişi için önemli olan bir uyarıcının devreden çıkartılması ya da hoşlanarak yaptığı bir etkinlikten men edilmesi olabilmektedir. Örneğin; ödevlerini zamanında yapmayan çocuk için çok sevdiği bir televizyon programını seyretme yasağı verilebilir.

Ceza; kişiyi olumsuz davranışları yapmaktan alıkoymak, bilerek ve isteyerek yapılan olumsuz davranışların yerleşmesini engellemek,  disiplin sağlayabilmektir. Ceza korkuya dayandığında olumsuz duygulara sebep olabilir. Kişi cezayı peşinen kabul ederse caydırıcılığı kalkar veya kişi cezayı bir saldırı olarak algılarsa rövanşını almak isteyecektir. Burada dikkat edilmesi gereken olumlu davranışlar yerinde ve zamanında olumlu pekiştirenlerle ödüllendirilirse ceza durumuna genellikle gelinmeyeceğidir.

Çocuklar hatalı veya yanlış bir şey yaptığı ve en önemlisi bunu tekrarladığı zaman anne babaların tepkisiz kalması, o yanlışın devam etmesine yol açar. Bazen de anne babanın yersiz ve aşırı tepki ortaya koyması veya tutarsız bir şekilde cezalandırması çocuktaki sıkıntıyı artırır ve yeni davranış sorunlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlar.

Kural koyan kişinin ceza konusunda dikkat etmesi gereken önemli bir konuda ceza olarak saptanacak şeyin gerçekten uygulanabilir olmasıdır. Cezanın uygulanabilir olup olmaması; sürenin,  mekânın ve zamanlamanın uygunluğuna bağlıdır.

Bazen de ceza tehditleri sadece sözde kalır. Bu kaçınılması gereken bir tutumdur.  Bu şekilde çocuğun gözünde otorite zayıflatılmış olacağı gibi, cezadan yararlanılarak öğretilmek istenilen kuralların da önemi azalır. Yerine getirmeye hazır olmadığınız sürece hiçbir ceza tehdidinde bulunmayın. Yerine göre, bazen çocuğun istenmeyen davranışını görmezden gelmek, uygulayamayacağınız bir cezayla tehdit etmekten daha yerinde olur.

Ödül/cezada, dün dündür, bugün bugündür politikası çok kötü bir politikadır. Dün davranışından ötürü teşvik ve övgü alan çocuğun bugün aynı davranışının kınanması ve cezaya maruz bırakılması tam bir tutarsızlıktır. İkilemde bırakılan çocuk duygusal kırıklıklar yaşayacak,  ne yapacağını bilemeyecek,  bu durumdan kurtulabilmek için o da oynayacak, ikiyüzlülüğe başvuracaktır. Aynı şekilde ödül/ceza hakkında bir vaatte bulunulmuşsa yerine getirilmelidir. Bin bir türlü tehditten ve ikazdan sonra \\\"hadi, bu seferlik affettim, bir daha yaparsan… \\\" demek sizi tutarsız ve sözünde durmayan biri haline getirir. Ayrıca ödül/ceza, istenen/kabul edilmeyen davranışın hemen ardından sıcağı sıcağına gelmelidir ki etkili olsun. Yoksa olay soğuduktan sonra uygulamaya geçmek ödül/cezayı etkisizleştirecektir.

Ceza yerleşmiş kurallardan sapma karşılığında ödenen bedeldir, istenmeyen davranışın ortamdan çekilmesini sağlar. Cezada amaç; çocuğun iç görü kazanması ve farkındalık yaşamasını sağlamak olmalıdır. Bunu sağlamanın en iyi yolu cezanın şiddetinin mümkün olduğu kadar “istenmeyen davranışa” uygun olmasıdır. Cezanın bir bedel ödeme olduğu düşünüldüğünde, çocuğun davranışı ile ilgili olarak kayda değer bir bedel ödemesi gerekir ki böylece çocuk davranışı üzerinde düşünme şansı yakalayabilsin. Diğer yandan cezanın bedeli çocuğa çok ağır ödetildiğinde, çocuk neyin bedelini ödediğinden uzaklaşır ve onda sadece cezanın kötü duygusu kalır. Sonuç olarak ceza amacına ulaşmamış olur.

Önemli olan davranışlarımızın içselleşmesi ve denetimin kendi içimizden olmasıdır. Yani kendi kendimizin denetçisi olmalıyız. Aksi halde çocuklar hep dışa bağımlı, anne babanın yardımına muhtaç kalırlar.

Hayatımızda davranışlarımızın sonuçlarıyla karşılaşırız. Hayatın doğal bir parçası olarak gördüğümüz ödül/ceza sürecini çocuklarımız yaşamalı ve bedelini ödemelidirler. Bu sayede sınırlarını da öğrenirler.  Çocuklar sınırsız, kuralsız, bedelsiz bir dünyada olmadıklarını bilmelidirler ki sınırla, kuralla, bedelle karşılaştıklarında şaşırmasınlar. Kendi başlarına yaptıkları davranışların olumlu ya da olumsuz sonuçlarının sorumluluğunu alabilsinler.

Ödül Ve Ceza Konusunda Anne Babalara Öneriler;

* Ödül ve ceza davranış geliştirmek için kullanılabilecek yöntemlerden yalnızca biridir ancak tek yöntem olmamalıdır. Öncelikle çocukla etkili bir iletişim kurulmalıdır.

* Ödül ve ceza çocuğun yaşına ve beklenen davranışa uygun olmalıdır.

* Verilecek ceza belirlenirken göz önünde bulundurulması gereken şey, çocuğu küçük düşürmemek ve gülünç duruma sokmamaktır.

* Her aile ödül ve ceza kriterlerini kendi iç dinamiklerini ve çocuklarının özelliklerini göz önünde bulundurarak belirlemelidir. Bir çocuk için etkili olan ceza ya da ödül diğer çocuk için etkili olmayabilir.

* Maddi ödüller beklenen davranışın ortaya çıkmasını ilk anda hızlandırır ancak manevi ödüller davranışın kalıcılığını ve çocuğun kendisini fark etmesini sağlar.

*Maddi ödüller “sergilenen davranışın karşılığı alınmalıdır” inancını doğurur, neden- sonuç ilişkisi gibi algılanabilir. Ödül ortadan kalktığında davranışta ortadan kalkabilir. Bu nedenle maddi ödüller düzenli bir şekilde kullanılmamalıdır, her beklenen davranış karşısında maddi ödül vermek yerine bazı durumlarda maddi ödül, ancak çoğunlukla manevi ödül kullanılmalıdır.

Etiketler: Ödül, Ceza, Çocuk, Eğitim
YORUMTEMİZLE