Bir kurumu ayakta tutan ve diğerlerine göre üstünlük sağlayan etkili ve işleyen kurallardır. Aile sosyal bir kurumdur. Her kurum gibi ailenin de üyeler arası işbirliğini ve sorumluluk paylaşımını düzenleyen kurallar olmalıdır. Bu kurallar çocuklar açısından ne kadar az, basit ve anlaşılması kolay ise; akılda kalması ve uygulanması da o kadar kolay olur.
Olay anında kural koymamız bir işe yaramaz. Anne babayı o an için “kötü adam” pozisyonuna düşürür, çocuğu itiraza ve karşı koymaya itebilir. Kuralları aile toplantısında karşılıklı tartışarak önceden koymamız gerekir. Koyduğumuz kurallar herkes tarafından anlaşılır olmalıdır; yoruma açık olmamalıdır. Özellikle çocuklar için geçerli olan şöyle bir kural koyduğumuzu düşünelim;
“Isırmak, saç çekmek, itmek yok. Yumruk, şamar ve tekme atmak yasak.” Cin fikirli bir çocuk kardeşine çelme taktıktan sonra “ama kuralda bu yok” diye kendini savunabilir. Kuralı şu şekilde basitleştirebiliriz:
“Birbirinizin canını acıtmak yok.”
Kural koymamız işlerin yolunda gitmesini garantilemez. Önemli olan kuralın geçerli olması, yani günlük hayata uygulanmasıdır. Kuralın geçerliliğini sağlamanın en mantıklı yolu, kural çiğnendiğinde, kuralı çiğneyenin bir sonuçla karşılaşmalı, yani bir bedel ödemelidir. Çocuklara bir kuralı çiğnediğinde karşılaşacağı sonucu günlük hayattan örnekler vererek açıklamalıyız. Yoksa çocuk sonuçla cezayı birbirine karıştırabilir. Yaratılış kanunlarına uygun hareket etmediğimiz zaman kötü bir sonuçla karşılaşır, çoğu kez hoşumuza gitmeyen bir bedel öderiz. Soğuk bir havada, ceketini ve paltosunu giymeden, gömlekle dışarı çıkan bir çocuk üşüyerek ve belki de hastalanarak hatalı ve ihmalkar davranışının bedelini öder. Yaratılış kanununa göre, soğuk bir havada gömlekle dışarı çıkmanın sonucu üşümektir.
Çocuğa açıklama yaparken şöyle bir soru ile başlayabiliriz:
-Ocaktan yeni inmiş sıcak yemek yenir mi?
-Yenmez
-Sabırsız biri ocaktan yeni inmiş yemeği yese ne olur?
-Ağzı yanar.
-O zaman şöyle bir kural yazabiliriz değil mi: Ocaktan yeni inmiş sıcak yemek yenmez.
-Evet
-Sıcak yemek yiyen nasıl bir sonuçla karşılaşır? Yani sıcak yemek yemenin sonucu nedir?
-Ağzı yanar.
Çocuğa kural çiğnemenin bir sonucu olduğu, bunun ceza anlamına gelmediği açıklandıktan sonra sıra kuralları ve sonuçlarını belirlemeye gelecektir. Kurallar ve sonuçları aile toplantısında, herkesin görüşü alınarak tespit edilmelidir. Bunu sağlamanın en kolay yolu, her seferinde karar verilen kuralı çiğnenmesi halinde doğacak sonucu yazılı hale getirmektir. Böylece sonucu uygulayan anne baba kanun uygulayıcı yargıç gibi davranmış olmaktan ve cezacı pozisyonuna düşmekten kurtulmuş olacaktır.
Birbirinizin canını acıtmak yok kuralının sonucu “Canını acıttığı kişiden özür dileyecek. Onun yapmasını istediği bir işi yapacak” olsun. Bu kuralın yeni konduğu ailede kendisinden üç yaş büyük ablasının kolunu ısırarak kuralı çiğneyen bir çocuğa ablası, “Özrünü kabul ediyorum; ama ben de senin kolunu ısıracağım” demiş; bütün ev halkı buna gülmüştü. Bu kural için konan sonucun açık olmadığını fark eden anne sonucu şu şekilde düzeltmişti: “Canını acıtmama kuralını çiğneyen gidip odasına 10 dakika kalacak, yaptığı davranışının iyi olmadığını düşünecek.” Bu anekdot dan anlaşılacağı üzere bazen kuralı güncellemek gerekir.
Ödevler akşam yemeğinden önce bitirilmiş olacak. Bu kuralı bozan yemekten sonra oyun oynamayacak / televizyon izlemeyecek.
Yazılı hale getirilen kurallar ve sonuçları herkesin görebileceği yere asılabilir.
Kaynak: Çocuklara Söz Geçirme Sanatı / Ali ÇANKIRILI