Çocukla İletişim Kurarken Nelere Dikkat Etmeliyiz

KATEGORİ: ÇOCUK ve EĞİTİM
Facebookta Paylaş

Etkili Dinleyelim

Etkili dinleme davranışları:

*Konuşma sırasında karşıdaki kişinin tepkilerini izlemek

*Arada sırada konuşmayı keserek karşıdakine konuşma imkanı vermek.

*Karşımızdaki konuşmasını bitirmeden söze başlamamak

*Dinlerken konuşana bakmak

*Dinlerken yüz ifadesi ve beden dili ile anlatılanlara uygun işaretler vermek

*Dinlerken başka bir işle,  kişiyle ya da nesneyle meşgul olmamak.

*Dinlediğini belirten kısa sorular sormak

*Dinlediğini gösteren kısa ama anlamlı sözlerle tepkiler vermek. Örneğin, “Anlıyorum, Öyle mi?”

*Dinlerken, konuya uygun “hımm”, “yaa”, “aaa” gibi ünlemlerle tepki vermek

*Konuşan kişiye anlattıklarıyla ilgili yansıtma yapmak. Onun söylediklerini kendi kelimeleriyle tekrarlamak

*Karşımızdakini konuşmaya açıkça davet etmek. Örneğin “Bu konuda konuşmak ister misin?”, ‘İstersen bana anlatabilirsin.”

 

Bunlar temel dinleme davranışlarıdır. Dinlenecek olan çocuk olduğunda, özellikle de küçük çocuklar söz konusu olduğunda bazı ek noktaların vurgulanmasında yarar var. Yukarıdakilere ek olarak, anne babaların çocuklarıyla iletişimleri sırasında dikkat etmelerini gerektiren noktalar şunlardır:

  • Çocuğunuzu dinlemek için özel zaman ayırın
  • Çocuğunuzu, her ne olursa olsun sakin bir biçimde dinleyiniz. Sakin değilseniz, önce sakinleşmeyi bekleyin.
  • Anlattıkları ne denli uçuk, hayal ürünü de olsa sonuna kadar sabırla dinleyin. Yorumunuzu ya da değerlendirmenizi onu hafife almadan, ciddi bir biçimde yapın.
  • Çocuğunuzla konuşurken onunla göz hizasına gelmeye çalışın. Çocuğunuzla göz göze gelmek için çömelin veya yaşı ve ağırlığı uygunsa çocuğunuzu kucağınıza alın. Örneğin, hem mutfakta yemek yapmak veya televizyonda haber seyretmek hem de çocuğa, “Anlat anlat,
    seni dinliyorum” demek onu hiç dinlememekten daha olumsuzdur.
  • Konuşulan konu ya da sorun ne olursa olsun, asla tehdit edici bir biçimde dinlemeyin. Yani Çocuğunuz anlatmaya çalışırken ona öfkeli bir şekilde bakmayın ve tehdit edici sorular sormayın. Unutmayın, küçük bir çocuğu dinlerken amacınız onu rahatlatmak, anlamaya çalışmak, anladığınızı göstermek ve destekleyici olmaktır.
  • Çocuğunuzu dinlerken söyledikleriyle ilgili yansıtma yapmanız, anlaşıldığını hissetmesi bakımından önemlidir. Söylediklerini ona basitçe ve olduğu gibi geri yansıtmanız bile çok yararlı olacaktır.
  • Çocuğunuzun sorunlu bir durumunu eşinizle birlikte çözmeye çalışırken asla sorgular gibi davranmayın. Yani hem anne hem de baba aynı anda çocuğu soru yağmuruna tutmamalıdır.
  • Çocuğunuzu dinlerken, duygusal açıdan ihtiyacı olduğunu hissettiğinizde bedensel temas kurarak rahatlatmaya çalışın. Başını okşayarak, sarılarak, kucağınıza alarak rahatlatabilirsiniz.
  • Yaşadığı bir olayı, duygusal olarak biraz abartılı olarak anlattığında onu hemen gerçeğe davet etmeyin. Bırakın abartılı da olsa önce duygusunu ifade etsin, yaşasın.
  • Çocuğunuzu dinlerken normalden daha çok yüz ifadesi ve beden dili kullanın. Bu da onun anlaşıldığını ya da tarafınızdan anlaşılmaya çalışıldığını, algılaması, açısından önemlidir.
  • Çocuğunuz dinlerken, eğer o espri olsun diye anlatmıyorsa (ki çoğu kez öyledir), anlattıkları ne denli tuhaf, çelişkili, hatta komik olursa olsun, gülmeyin. Hafife alındığını ya da kendisiyle alay edildiğini sanabilir. Eğer çocuk anlattıklarının gülünç olduğunun farkında olduğunu gösterir biçimde, kendisi de gülerek anlatıyorsa sizin de gülerek ona katılmanız uygun olur.
  • Çocukla konuşurken onun anlayabileceği kelime ve ifadelerle konuşulmalıdır. Tersi durumda kendisine söyleneni tam olarak anlaması mümkün olmayabilir. Örneğin, üç yaşındaki bir çocuğa “Öff, beni canımdan bezdirdin!” denildiğinde mesajı tam olarak anlaması güçtür.
  • Çocukla konuşurken onunla yeterli mesafede bulunulmalıdır. Etkili bir iletişim için, konuşanın ve dinleyenin birbirlerine yeterince yakın olmaları gerekir. Örneğin, mutfaktan oturma odasına seslenerek çocuğun gürültü yapmasını önlemeye çalışan bir annenin başarılı olma şansı azdır.

 

Mustafa Uslu ‘nun derlediği çocuklara söylemememiz ve söylememiz gereken kelimeler şöyledir:
Çocuğunuz Bu Sözleri Duymak İstemiyor
Adam olamazsın. Adın batsın. Ahmak! Akılsız! Allah belanı versin! Allah cezanı versin! Annen evden gider. Aptal! Artık seni sevmiyorum. Gözün kör olsun. Hayvan! Kes sesini! Geberesice! Geri zekalı! Keşke seni doğurmaz olaydım! Manyak! Öküz! Öleyim de annesiz kal! Bana ettiklerini çekersin! Başaramayacağını biliyordum. Beceriksiz! Salak! Sen anlamazsın! Sen karışma! Ben sana gösteririm! Senden bıktım! Beyinsiz! Seni bırakır giderim! Seni doğuracağıma taş doğursaydım! Seni, babana söyleyeceğim! Çeneni kapat! Senin elinden ne gelir ki! Senin gibi çocuk olmaz olsun! Defol! Eşek oğlu eşek! Tembel! Terbiyesiz!

 

Çocuğunuz Bu Sözleri Duymaktan Hoşlanıyor
Aferin ! Bana yardım eder misin? Başaracağına inanıyorum! Bu, sana ne kadar da yakışmış. Canım benim. Gözümün nuru. Güzelim. Harikasın. İyi geceler. Kınalı kuzum. Ne kadar beceriklisin! Ne kadar güzel yapmışsın! Sana güveniyorum! Seni çok seviyoruz. Seninle gurur duyuyorum! Tatlı rüyalar! Tatlım benim!

En Çok Kullanmamız Gereken Cümleler

Teşekkür ederim. Lütfen. Rica ederim. Saygılarımı sunarım. Başarılar diliyorum. Çok naziksiniz. Çok kibarsınız. Hoşça kalın. Affedersiniz. Mutlu bir gün dileğiyle. Memnun olurum. Özür dilerim.

Konuşurken, “Sen Dili” Yerine “Ben Dili”ni Kullanmak

Çocuğumuza karşı, onunla ilgili bir olumsuzluğu dile getirirken çoğunlukla “sen” kelimesi ve “sen” anlamı içeren ifadeler kullanıyoruz. Örneğin,

— Çok sorumsuzsun. (Sen)
— Adam olmazsın. (Sen)
— Niçin dediğimi yapmıyorsun? (Sen)
— Söylediklerimi anlamıyor musun? (Sen)
— Çalışmıyorsun. (Sen)

Örnek cümleleri daha da çoğaltmamız mümkündür. Hâlbuki isteklerimizi ifade ederken “ben dili” kullanmak daha etkili ve karşımızdakini daha az incitici olabilir. Örneğin “ben” diliyle şu sözleri söyleyebiliriz:

“Sen” dili   ile söylenen

 

“Ben” dili   ile söylenen

Çok sorumsuzsun.

(yerine)

Sorumsuz davranışların beni çok üzüyor.

Adam olmazsın.

(yerine)

İyi bir insan olman beni çok mutlu beder. İyi bir   insan olamazsan çok üzülürüm.
Başarılı olman ben sevindirir.

Niçin dediğimi yapmıyorsun?

(yerine)

Ödevlerini yapmadığın zaman üzülüyorum. Dediklerimi   yapmandan çok hoşlanıyorum.

Çalışmıyorsun.

(yerine)

Çalışman için ne yapabilirim?

 

İsteklerimizi ifade ederken, yapması gereken işin gerekçesini anlatmak ve duygularımızı belirtmek karşımızdakini daha çok etkileyebilir. Bunun için, çocuğun davranışını değiştirmesini isteyen anne baba, o davranışın etkilerini kendisine açıkça söylemelidir.

Örneğin isteklerimizi şöyle ifade edebiliriz:

  • Rukiye oturma odasında oynaman beni rahatsız ediyor; çünkü ortalık darmadağın oluyor.
  • Sabah kahvaltısında ailece bir araya gelmemiz bizi çok memnun ediyor.
  • Televizyonun sesi çok yüksek olunca rahatsız oluyorum
  • Kirli elbiselerinle eve girmen canımı sıkıyor ve kızıyorum. Çünkü temizlik yaparken çok yoruluyorum.
  • Okuldan eve geç gelince seni merak ediyorum.

Bütün açıklama ve güzel sözümüze rağmen çocuk aksilik yapmaya devam edebilir. Burada kararlılığımızı göstermemiz gerekmektedir hatta acil durumlarda doğrudan müdahale bile edebiliriz. Örneğin, çocuğunuzun elbiselerini oraya buraya atması sizi sinirlendiriyorsa, “sinirleniyorum” diyebilirsiniz. Ama altı yaşındaki çocuğunuz sivri uçlu bıçağı küçük bebeğin yanına kadar getirmişse, o zaman kibarca, “biraz endişelendim” demek yerine, hemen
bıçağı alıp ve kararlı bir ses tonuyla “Bıçağı kardeşinin yanında görünce onun kendisinden korktum, bıçağı alıp bir tarafını kesebilirdi.” Diyebilirsiniz.

Kaynak: Ailede Ahlak Eğitimi / Prof.Dr. Mehmet Zeki Aydın

 

Etiketler: İletişim,Çocuk,Eğitim
YORUMTEMİZLE