Dengeli Anne Baba Tutumu

KATEGORİ: ÇOCUK ve EĞİTİM
Facebookta Paylaş

Kaynaklarda demokratik, hoşgörülü, benimseyici olarak da anılan bu tutum, normal ve ideal anne baba tutumudur. Dengeli anne baba; hoşgörülü, destekleyici, güven verici, değer veren, özgürlük tanıyan bir tutuma sahiptir. Bu ortamda yetişen çocuklar; girişimci, kendine güven duyan, karar verebilen, sorumluluk sahibi, fikirlerini serbestçe ifade edebilen, çevreleriyle daha etkin ilişki kurabilen çocuklar olurlar.

Dengeli anne babalar, çocuklarını seven ve benimseyen, ilişkileri sevgi ve saygıya dayanan, sorunları konuşup danışarak çözümleyen anne babalardır. Sevgi ortamı çocukluğun dert ve sıkıntılarının çoğunu önler. Bu tutuma sahip anne babalar çocuğun yaptığı ile ilgilenir, doğru davranışlarını takdir ve teşvik eder, yanlış davranışlarını düzeltmesi için uyarır ve zararı telafi etmesine yardımcı olur. Bu ortamda yetişen çocuklar da bildiği doğruları yerine getirir, yanlışlardan kaçınır ve güvenilir olur.

Katı kurallar, insanda kaçamak yapmak ve boşluklardan yararlanmak eğilimini doğurur. Denetim gevşeyince, kurulu sanılan düzen dağılıverir. Baskıcı yönetim altında yaşayan toplumlarda bunun örnekleri sıklıkla görülür. Her baskı döneminin ardından, kargaşa ve başkaldırma dönemi gelir. Bu çerçevede, disiplini insanın elini kolunu bağlayan yasaklamalar olarak değil, özgürlüğün uygun biçimde kullanılmasını sağlayan kurallar bütünü olarak tanımlamak gerekir.

Dengeli disiplin, çocuk eğitiminde oldukça önemlidir. O halde anne babalar ve eğitimciler, disiplini sağlamak uğruna çocuğa, onu kendinden soğutacak hatta düşman edecek şekilde sert davranmaması gerektiği gibi kuralı tanımayacak kadar söz dinlememeye varacak özgürlüğü de tanımamalıdır.

Anne babalar, çocuklara disiplini uygun şekilde kullanmalı, kişilik gelişimini engelleyecek katı uygulamalardan, onu şımartacak aşırı hoşgörüden uzak durmalıdır. Evde, ailenin tüm bireylerinin kişisel haklarını koruyan bir disiplin bulunmalıdır. Yanlış türden bir disiplin altında yetişen çocuklar hayatları boyunca bu yalanı yaşarlar. Hiçbir zaman kendileri olmayı göze almazlar.

Çocuğa uygulanacak disiplin anlayışı konusunda bizim toplumumuzda ve bugünkü batı toplumlarında, anlayış farklılığı bulunmaktadır. Batılılar, çocuğun disiplinli bir şekilde yetişmesi için bebekken yani çok küçükken bazı yaptırımları uygularlar. Örneğin çocuğun belli saatlerde yatması, uyuması, emmesi önemlidir. Ancak çocuk büyüdükçe ona özgürlük verilmelidir. Hatta ona doğru ve yanlışın öğretilmesi bile onun özgürlüğüne müdahaledir. Bizim toplumumuzda çocuk küçükken çok serbesttir, yaptığı yaramazlıklar bile hoş görülür ve “o daha küçük” denilir. Çocuk büyüdükçe özgürlüğü kısıtlanır, her şeyi yapmasına izin verilmez.

Özgürlük anlayışının ve eğitim uygulamalarının ABD toplumundaki gelişme ve sonuçlarını ortaya koyması açısından Atalay YÖRÜKOĞLU tarafından aktarılan şu bilgiler önemlidir.

Sosyal hayatın değişen bu kararlarına göre, çocuk yetiştirme anlayışının da değişmekte oluşu, her çağda değişik bir yaklaşımı ortaya çıkarmıştır. Amerika’da, bir oyuncakçı dükkanının vitrinine asılan ‘Anne Babaya Öğütler’ yazısı, son altmış yıldaki değişmeyi alaylı bir biçimde sergiler.

1910 Yılı: Çocukları dövün

1920 Yılı: Çocukları mahrum bırakarak eğitin.

1930 Yılı: Çocuklarınızın yaramazlıklarını görmezden gelin.

1940 Yılı: Çocuklarınıza inanarak eğitin.

1950 Yılı: Çocukları sevin.

1960 Yılı: Çocuklarınızı severek dövün.

1970 Yılı: Çocuklar mı? Hepsinin canı cehenneme!

Bu son cümle, Amerikan toplumunun modern eğitim yöntemlerinden umduğunu bulamamasının bir dışa yansımasıdır. Dengeli bir gençlik yerine uyuşturucu bağımlısı, bunalımlı bir gençliğin ortaya çıkışı, modern yöntemlerine olan umut ve beklentiyi sarmıştır.

Toplumumuzda uzun yıllar aşırı koruyucu ve baskıcı tutum hakim olmuştur. Disiplin adı altında ağır bir baskı, çocuğun ruhunu bunalttı. “Terbiyeli” olmakla “sıkılgan olmayı birbirine karıştırdık. Halbuki “utanmayı bilmek” ile “utangaç olmak” birbirinden farklı şeylerdir.

Gerek bizlerin gerek batılıların tavrında, doğrular ve yanlışlar bulunabilir. Örneğin bizler koruyucu anne babalar olarak, bağımlı, hayat boyunca birbirlerinin desteğine ihtiyaç duyacak bir insan yetiştiriyor olabiliriz. Çocuğuna sürekli olarak, bir yetişkine davranıyormuş gibi davranan Batılı ise, belki kendine güvenen ve bireyselleşmiş bir insan yetiştiriyor; fakat bu insan, hayatı boyunca anne baba-çocuk ilişkisindeki sıcaklığı arayabilir, ayrıca fazlaca bireyselleşmenin bedelini, toplumda yalnızlık çekerek ödeyebilir.

O halde ne yapmalıyız? Batıdaki anne baba tutumunu kopya etmeyelim; ama çocuklara aşırı karışma şeklinde tavrımızı da sürdürmeyelim; yalnızca eksikliğimizi belirleyip kendi tavrımızı geliştirelim.

Belli bir olayda, çocuğunuzu hem koruyup gözetleyebilirsiniz, hem de özgürlük tanıyıp bireyselleşmesine izin verebilirsiniz. Örneğin çocuğunuz hayatında ilk defa bir basamağı mı çıkmaya çalışıyor; düşecek gibi olursa tutabileceğiniz bir mesafeden izleyerek; koruyucu anne baba olmuş olursunuz, fakat karışmayarak; ona güvenmiş, kendi başına övünebileceği bir iş yapmasına iş vermiş olursunuz. Çocuk basamağı çıkıp da sevinince onun sevincine ortak olup “aferin sana” diyerek onu öperek çocuğa gerekli olan anne baba sıcaklığını vermiş olursunuz.

Kaynak: Ailede Ahlak Eğitimi / Prof.Dr.Mehmet Zeki Aydın

Etiketler: Dengeli, Hoşgörülü,Anne,Baba,Tutumu,Çocuk
YORUMTEMİZLE