Anne baba olarak çocuğumuza hoşgörü göstermek kararlı olmaktan daha kolaydır. İçimizdeki şefkat ve sevgi kararlı olmamıza bir set çekebilir. Maalesef bu durum aşırı müsamahakarlığı doğurur. Otoriter ve kontrol meyilli anne babalara ise kararlı olmak son derece kolay gelir ve hoşgörüyü unuturlar.
Ne sertlik ne de müsamahakarlık, onların mutlu, katılımcı, yetenekli olmaları için gerekli olan yaşamsal becerileri geliştirmesine yardımcı olur.
Çocukların yeteneklerini geliştirmelerini, sağlayacak en iyi yol hoşgörü ve kararlılığı birlikte yürütmektir. Yavan bir hoşgörü çocukları suistimale ve sorumluluklardan kaçmaya yöneltir. Diktatörce bir iktidar (hoşgörü olmayan sertlik) çocukları asiliğe ve meydan okumaya iter.
Hoşgörü ve kararlılık, çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlarken işbirliğini ve sınırları öğrenmesine yardımcı olur.
Çocuklara sürekli konuşarak müdahale edilmemelidir. Onların fikir ve düşüncelerine değer verdiğimizi hissettirmenin en iyi yolu onları dinlemektir. Karşılarında sürekli sesli bir duvar buldukları için problemlerle tek başlarına mücadele etmek zorunda kalırlar. Söylediklerinin dinlenildiğini hissettikleri zaman problemlere herhangi bir çözüm getiremeseler de desteklendiklerini fark ettikleri için kendilerini daha iyi hissederler.
Çocuklar olumsuz bir davranış yaptıktan sonra aileler genelde çocuklarına kıyamazlar. Onlara bazen ceza vermek istemezler ama yaptıkları yanlış davranış sonucu ceza alacaklarını söyleyip daha sonra uygulamazlar. Bu çocukta ebeveyne karşı güven eksikliği geliştirmesine neden olur. Daha sonra ebeveynin söylediği şeyleri önemsemeyebilir, bu durumda aileler genelde benim sözüm hiç dinlenmiyor gibi yakınmalarda bulunur. Çocuklarınızın sizin söylediğiniz şeylere değer vermesini ve sizi dinlemesini istiyorsanız kararlı olmalısınız.
Bunun için de bir şeye hayır demişseniz o hayırdır ve değişmemelidir. Örneğin; çocuk annesinden oyuncak istiyor ve annesi paramız yok alamayız dedikten sonra çocuk ağlamaya başlıyor, anne bu duruma dayanamıyor ve oyuncağı alıyorsa çocuğa bazı şeyleri yaptırtmak istiyorsan ağlamalısın mesajı vermekte ve ağlama davranışını pekiştirmektedir. Daha sonra çocuk her istediği şeyin yapılmaması halinde ağlıyor diye yakınmalar başlıyor. Eğer yapabileceğimiz bir şeyse evet demeyi tercih edin ama yapamayacağımız bir şeyse o zaman hayır deyip bu kararımız üzerinde kararlı bir şekilde durmalıyız.
Aileler çocuklarını yönlendirirken dikkat etmesi gereken bir başka hususta anne baba arasındaki tutarlılıktır. Anne çocuğuna bir konu ile ilgili evet diye cevap verirken, babası hemen müdahale edip hayır derse ortaya tutarsızlık durumu çıkmaktadır. Bu da çocuğun bu durumdan olumsuz etkilenmesini ve kimin söylediği doğru kimin ki yanlış ayırt edememesine neden olacaktır ve ebeveynlere karşı güvensizlik oluşacaktır. Bu durumda çocuk iki seçenekten hangisi işine geliyorsa onu yapacaktır. Böylece çocuklar çıkar odaklı olarak davranışlar sergilemeye başlayacaktır.
Böyle durumlarda yapılması gereken eğer ebeveynler arasında fikir ayrılığı oluşmuşsa, çocuğun yanında olaya müdahale etmeden o olayın bitmesini bekleyip daha sonra diğer eşe konuyla ilgili olan ayrı fikri sakin bir ortamda fikir alışverişi yaparak, yanlış olduğunu düşündüğünüz noktayı eşinizle paylaşıp daha makul olduğunu düşündüğünüz fikri, düşünceyi açıklamalısınız.