İnsanların çoğu sonuca odaklıdır, süreç değil varmak istediğimiz nokta önemlidir. Yani, hemen değişimi görmek, harcadığımız çabanın etkili olduğunu biran önce bilmek isteriz. Hız şarttır, her şey çabuk gerçekleşmelidir, kaybedecek zamanın olmadığı günümüz yaşam koşullarında anlaşılması çok da güç değildir bu aceleci tavrı. Olsun bitsin, yapılsın, yenilikler hayata geçsin, hedefler gerçekleşsin. Beynimiz ta küçük yaşlardan beri böyle kurgulanmıştır.
Ancak, kabul edelim ki, gerçek hayatta kimsenin sihirli bir değneği, birbirine vurulduğunda bizi evimize ışınlayacak büyülü kırmızı rugan ayakkabıları ya da iksir tesirinde tüm ağrılarımıza iyi gelecek ilaçları yoktur.
Belki hepimizin mucizelere inanmak istediği, kolay bir yol, çıkış aradığı durumlar olmuştur ancak en çaresiz durumda karşımıza çıkan fırsatı gören, o fırsatı çözüme dönüştüren gene sizsinizdir. Bazen basit bir problem gene basit bir çözümle tatlıya bağlanabilir. Bazen problemleri teşhis etmek ve de alternatif çıkış yolları geliştirmek kafamızda büyüttüğümüzden daha kolay olacaktır. Ancak bu iyimser bakış açısını önümüze çıkan her probleme uygulamak mümkün olmayacaktır.
Her zaman karşımıza daha uzun zaman gerektiren değişim süreçleri ve zorlu problemler çıkacaktır ve bunlarla ilgili stratejiler geliştirmek için daha çok zamana ve uğraşa gerek duyulacaktır. Problem çözme ve değişim zaman alır, burada sözünü ettiğimiz zaman dilimi bazen aylar, bazen yıllar sürecektir.
Yaşam tarzınızı değiştirerek uzun ve sağlıklı bir ömür yaşayabileceğiniz kronik bir hastalığınız olduğunu farz edin. Örneğin, gizli şeker veya Tip 2 diyabet hastası olduğunuzu düşünün. Hayatınızı sağlıklı geçirmek için dengeli beslenmeli, bazı yiyecekleri çok nadiren yemeli, düzenli egzersiz yapmalı, her açıdan ölçülü bir yaşam sürmelisiniz. Bu büyük bir değişim, irade ve süreklilik gerektirir.
Ancak bu yolculuk ya da süreç yaşam kalitenizi arttıracak, fiziksel ve mental anlamda yapabileceklerinizi optimuma çıkartacaktır. Bir diğer deyişle, hedefiniz yolculuğun kendi olmalıdır. Sağlıklı olmanın kıymetini hastalandığımızda anlarız, oysa çoğu zaman ufak tercihler ve değişikliklerle hayattan daha çok keyif almayı sağlamamız mümkündür. Her şey zihnimizde biter.