Kekemelik, konuşmanın akıcılığı ile ilgili bir iletişim bozukluğudur. Akıcı konuşmada ritm ve zamanlama büyük önem taşır. Hız, vurgulama ve doğru yerde duraklamalar açısından farklılıklar olsa da akıcı konuşmada sözcükler ve sözcük grupları kendiliğinden akar. Akıcılıkta ortaya çıkan bozukluklar, uygun olmayan duraklamalar, tekrarlar ve benzer problemler konuşmanın doğal akışını etkiler.
İşte ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar ve duraklamalarda ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu bu durum “kekemelik” olarak adlandırılır. Artık, kişinin ne konuştuğundan çok nasıl konuştuğu dikkat çekmeye başlar. Konuşan kişi de dinleyenler gibi durumu fark ettiğinde, konuşma güçlüğüne korku ve endişe de eşlik eder. Bazı durumlarda yüz ve vücut hareketleri konuşma çabası ile birlikte görülebilir.
Her kekemelik bir diğerinden farklıdır. Ancak özelliklerini aşağıdaki şekilde gruplamak mümkündür:
Normal sayılamayacak şekilde sözcük parçalarının, hecelerin, sözcüklerin ve cümlelerin tekrar edilmesi; p- p- peki, ol-ol olmaz, ben de ben de- bende geleceğim… gibi.
Sözcüklerin bitirilmeden bırakılması.
Düzensiz solunum ve kararsız konuşmaya bağlı olarak sözcüklerde alışılmadık vurgulamaların ortaya çıkması.
Seslerin olağan dışı uzamaları söz konusudur. Örneğin, f- f- fare gibi.
Belli bir sesin çıkartılması ve konuşma sırasındaki gerginliğin atılmaması, nefesin engellenmesine ve tıkanmasına yol açar. Karşılıklı konuşmayı kontrol edebilmek için gösterilen mücadelenin işaretleri açık olarak görülebilir. Yüzde gerilim, kaş göz oynatma, başın ani hareketleri, bütün bedende istenmeyen jestler gözlenebilir ve h er ses birimi bu tıkanmalardan etkilenebilir.
Konuşmada güçlük yaşandığı anda sadece heyecansal nedenlerle fazladan sözcük ve sesler eklenir: Aman! Ya! Yani! Şey! Gibi.
Sözcükler, konuşulan konuya uygun olmayacak şekilde dolambaçlı yollarla söylenebilir. Kekemeliği olanlar hangi sözcük ve seslerin onlar için problem yaratacağını bilirler ve bu durumdan sözcük oyunlarıyla kaçmaya çalışırlar.
Kekemeliğe Neler Yol Açar?
Kekemeliğin nedenleri konusunda ileri sürülen görüşler oldukça değişik ve çoktur. Ancak, kekemeliğin tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmadığı görüşü hakimdir. Kimi uzmanlar, kekemeliği yapısal bir bozukluk olarak ele alırken, kimi öğrenilmiş bir davranış, bir direniş belirtisi olarak tanımlamakta, bir başkası da çevresel nedenlerin kekemelikte önemli bir rol oynadığı görüşünü savunmaktadır.
Kekemelik Genellikle Hangi Yaşta Ortaya Çıkar?
Kekemelik, genellikle dil gelişiminin erken dönemlerinde ortaya çıkar(2-6 Yaş). Bazı durumlarda, okul çağında ilk kez görülebileceği gibi, nadiren yetişkinlikte de ortaya çıktığı görülebilir.
Kekemelik Cinsiyet Göre Farklılık Gösterir mi?
Evet… Kekemelik erkek çocuklarda, kız çocuklarına göre daha yaygın görülür, şiddeti ve sürekliliği de kız çocuklarına göre fazladır.
Herkes Zaman Zaman Kekeler Mi?
Evet…Pek çok çocuk dil ve konuşma gelişimi süresince “normal” olarak değerlendirilebilecek bir kekemelik yaşar. Okul öncesi pek çok çocuğun kekemeliğin sınırlarından kekeme olmadan döndükleri görülmüştür. 2-6 Yaş arasında çocuğun düşünme hızı sözcükleri çıkarabilme hızından fazladır. Bu nedenle çocukta geçici bir kekemelik görülebilir. Çocuk konuşurken duraklar, ses, hece ve kelime tekrarları yapar, ama kendisi bunun farkında değildir. Küçük çocukların dili öğrenme süreçlerinde bu türden konuşma sorunları yaşamaları doğaldır. Bu durum hemen kekemelik olarak değerlendirilmemelidir. Çocuğun çevresindekiler konuşmasını düzeltmesi için baskıda bulunmazsa, çocuğun dikkatini konuşması üzerine çekmezse bu durum kendiliğinden düzelir.
Kekemelik Sürekli Midir?
Hayır…Kekemeliği olan insanların konuşmalarının akıcı ve düzgün olduğu zamanlar da vardır. Örneğin, iletişim ile ilgili kaygılarının olmadığı ortamlarda, şarkı söylerken vb. normal akıcılıkta konuşabilirler.